Bir zamanlar, güzel bir ülkede yaşayan bir terzi ve onun Parmak Çocuk adında minik bir oğlu vardı. Parmak Çocuk, boyu babasının başparmağından daha kısaydı ve cesur bir ruha sahipti. Bir gün, cesurca babasına dönerek, "Babacığım, ne olursa olsun buradan uzaklara gitmek istiyorum!" dedi. Babası tereddüt etmeden, "Pekâlâ, oğlum, gitmekte özgürsün." dedi ve ona bir iğne ve bal mumundan yapılmış bir kılıç verdi.
Parmak Çocuk, ailesiyle son bir kez daha bir arada olmak istedi. Mutfaktaki yemeği görmek için annesinin yanına gitti ve ona sordu, "Bu gün ne yemek pişirdin, anne?" Annesi gülümseyerek, "Acaba neler var?" dedi ve onu mutfağa davet etti.
Parmak çocuk, heyecanla ocaktaki tencereye doğru ilerledi. Ancak dikkatsizce yaptığı hamleyle hortuma kapılarak rüzgarın etkisiyle dışarı çıkarıldı. Uzun bir süre havada süzüldükten sonra bilinmeyen bir ülkeye indi.
Burada, bir terzinin yanında iş buldu ve çalışmaya başladı. Ancak terziye verilen yemekleri beğenmediği için bir gün ustasının karısına dönerek, "Hanımefendi, eğer daha iyi yemekler yapmazsanız, başka yere gideceğim." dedi. Kadın sinirlendi ve ona saldırmak istedi, ama küçük terzi hızla kaçarak kurtuldu.
Sonrasında, bir grup haydutla karşılaştı ve onların lideriyle bir hazineyi soymak için anlaştı. Hazineyi soymak için girdikleri yerde nöbetçilerle karşılaştıklarında, Parmak Çocuk hünerini göstererek haydutların planını başarıyla gerçekleştirdi.
Sonrasında, farklı işlerde çalıştı, ancak hiçbiri ona uymadı. Bir şatoda hizmetçi olarak işe başladı, ancak hizmetçi kızlarla geçinemeyince onu bir tilkinin önüne attılar. Tilki, onu serbest bırakmak için babasının tavuklarını istedi, Parmak Çocuk da çaresizlikle kabul etti.
Daha sonra, tilkiyle beraber babasının yanına geri döndü. Babası, onu sevinçle karşıladı ve onunla gurur duydu. Parmak Çocuk, babasına bir altın vererek maceralarını anlattı. Babası, onun geri dönmesine çok sevindi ve ona, ailesinin değerini hatırlattı.
Parmak Çocuk, ailesiyle son bir kez daha bir arada olmak istedi. Mutfaktaki yemeği görmek için annesinin yanına gitti ve ona sordu, "Bu gün ne yemek pişirdin, anne?" Annesi gülümseyerek, "Acaba neler var?" dedi ve onu mutfağa davet etti.
Parmak çocuk, heyecanla ocaktaki tencereye doğru ilerledi. Ancak dikkatsizce yaptığı hamleyle hortuma kapılarak rüzgarın etkisiyle dışarı çıkarıldı. Uzun bir süre havada süzüldükten sonra bilinmeyen bir ülkeye indi.
Burada, bir terzinin yanında iş buldu ve çalışmaya başladı. Ancak terziye verilen yemekleri beğenmediği için bir gün ustasının karısına dönerek, "Hanımefendi, eğer daha iyi yemekler yapmazsanız, başka yere gideceğim." dedi. Kadın sinirlendi ve ona saldırmak istedi, ama küçük terzi hızla kaçarak kurtuldu.
Sonrasında, bir grup haydutla karşılaştı ve onların lideriyle bir hazineyi soymak için anlaştı. Hazineyi soymak için girdikleri yerde nöbetçilerle karşılaştıklarında, Parmak Çocuk hünerini göstererek haydutların planını başarıyla gerçekleştirdi.
Sonrasında, farklı işlerde çalıştı, ancak hiçbiri ona uymadı. Bir şatoda hizmetçi olarak işe başladı, ancak hizmetçi kızlarla geçinemeyince onu bir tilkinin önüne attılar. Tilki, onu serbest bırakmak için babasının tavuklarını istedi, Parmak Çocuk da çaresizlikle kabul etti.
Daha sonra, tilkiyle beraber babasının yanına geri döndü. Babası, onu sevinçle karşıladı ve onunla gurur duydu. Parmak Çocuk, babasına bir altın vererek maceralarını anlattı. Babası, onun geri dönmesine çok sevindi ve ona, ailesinin değerini hatırlattı.
